Osman AYDOĞAN
osmanaydogan2@gmail.com
Parasız Yatılı
19/04/2015 (25 Nisan 2015 Kuleli’de mezuniyetin 40.yılı gezisi anısına) Okulda ilk günlerde, birinci sınıfta, yeni binada, köşelerde, kuytularda, bucaklarda, kenarlarda usul usul, sessiz sessiz, için için, hıçkırık hıçkırık, ağlayan arkadaşlarım vardı hatırladığım. Sessizdi ağlamaları ama çığlık çığlığa idi yüzleri, pınar pınardı gözleri, şırıl şırıldı gözyaşları.... Koğuşlarda, yat saatinde, boğaz vapurlarının projektörlerinin ışıkları koğuş duvarlarında bir kedi gibi usul usul gezinirken, peşine takıp takıp, deriiin deriin uykulara götürürdü beni... Rüyalarda, okulun hemen arkasındaki tepeleri aşıp, koşa koşa, uça uça, dağları, bayırları, yolları aşa aşa Jorge Amado’nun ‘’insanın anayurdu çocukluğudur’’ dediği gibi anayurdum olan çocukluğumun geçtiği memleketime, evimize, anneme, babama, kardeşlerime giderdim... Boğaz'da yankılanan buuup buuuppp vapur sesleri, sabahları kalk borusundan çoook çoook önceleri uyandırırdı beni... Pencerelerden bakarken Boğaz'a, beyaz beyaz bir kuğu gibi geçerken vapurlar, o koca koca, o uzun uzun gemiler, alıp alıp götürürdü beni hiiiç bilmediğim yerlere, diyarlara, memleketlere... Memlekette kalan platonik aşkımın, bir çift kapkara hançerin simsiyah uçları gibi gözleri, andıkça, hatırladıkça, bir bıçak gibi saplanırdı kalbime, bir mıh gibi çakılırdı beynime, bir sonbahar hüznü gibi dolardı gönlüme... Hafta sonunda akşam vakti, okula dönüş zamanı, Üsküdar Camii yanındaki durakta Leyland marka İETT otobüsünü beklerken; kış günü lapa lapa yağan karlar, araba farları, sokak lambaları altında, karşıda Barbaros Bulvarı’nda yukarı çıkan araçların tarçınlı akide şekeri misali stop lambaları puslu puslu yanarken, patlayan kestaneler, mısırlar, satıcı sesleri, vapur sesleri, ezan sesleri, martı sesleri, insan sesleri arasında sıram geldiği halde sıradan çıkarak tekrar tekrar sıraya girerdim o muhteşem tabloyu seyre devam etmek, o büyük pastoral senfoniyi (*) bitirmemek için.... (*) Pastoral Senfoni, Andrea Gide, L&M Yayıncılık, 2006
|
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
Türkiye’nin geleceği - 24/07/2016 |
Türkiye’nin geleceği |
El, ayd-ü ekber eyledi, biz matem eyledik. - 10/07/2016 |
El, ayd-ü ekber eyledi, biz matem eyledik. |
Akıl için son tavır saçlarını yolmak var. - 15/06/2016 |
Akıl için son tavır saçlarını yolmak var. |
Ziyan edilen ve unutulan bir zafer: Kût-ül Ammâre Zaferi (29 Nisan 1916) - 28/04/2016 |
Ziyan edilen ve unutulan bir zafer: Kût-ül Ammâre Zaferi (29 Nisan 1916) |
Dönüş - 04/04/2016 |
Dönüş |
Gönlümüzü put sanıp da kıranlar kim? - 22/03/2016 |
Gönlümüzü put sanıp da kıranlar kim? |
Çanakkale... Ah! Çanakkale - 18/03/2016 |
Çanakkale... Ah! Çanakkale... |
Suriye’ye sefere giderken Hükumete tavsiyelerim! - 29/02/2016 |
Suriye’ye sefere giderken Hükumete tavsiyelerim! |
Benim Gönlüm Dağa Düştü. - 23/01/2016 |
Benim Gönlüm Dağa Düştü. |
Devamı |